Kanada Başkonsolosluğu’nda göreve başlayan Başkonsolos Sayın Ulric Shannon ile, Konsolos ve Ticaret Müsteşarı Sayın Christopher Wimmer ve Eğitimden Sorumlu Ticari Müsteşar Yardımcısı Sayın Barış... Yeni Kanada Başkonsolosu Sayın Ulric Shannon Sorularımızı Cevapladı

Kanada Başkonsolosluğu’nda göreve başlayan Başkonsolos Sayın Ulric Shannon ile, Konsolos ve Ticaret Müsteşarı Sayın Christopher Wimmer ve Eğitimden Sorumlu Ticari Müsteşar Yardımcısı Sayın Barış Satar eşliğinde, çok keyifli bir sohbetimiz oldu.

19 Temmuz 2016 tarihinde Kanada’nın İstanbul Başkonsolosluğu görevine atandınız. Yeni getirildiğiniz görev hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’nin hangi yönünü seviyorsunuz?

Kanada’nın İstanbul Başkonsolosluğu görevine atandığım için son derece heyecanlıyım. İlk olarak 2009 yılında turist olarak ziyaret ettiğimde İstanbul’a âşık oldum. Mart 2014’te, eşim İstanbul Başkonsolosluğu’na görevli olarak başladığında, İstanbul’a taşınma fırsatını yakaladığımız için ikimiz de çok şanslı olduğumuzu düşündük. Bu sırada Kanada Dışişleri Bakanlığı’nda çalışıyordum ve eşime eşlik etmek için kariyerime ara verip özel bir rmanın ülke müdürü olarak Türkiye’de çalışmaya başladım. Böylelikle, Başkonsolosluk görevine başlamadan önce Türkiye’yi iki buçuk yıllık bir süre boyunca tanıma şansına eriştim.

Başkonsoloslukta hem Kanadalılardan hem de Türklerden oluşan çok güçlü bir takımla çevrelenmiş biri olarak görevim beni heyecanlandırıyor. Kanada Başkonsolosluğundaki ekibimiz gerçekten çok yetenekli, kendini işine adamış üyelere sahip olup, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için çaba göstermektedirler.

Türkiye’nin hangi yönünü seviyorum? Öncelikle, güzel bir yaşam tarzına sahip. Doğal güzelliklerle dolu olan Türkiye’nin aynı zamanda harika yemekleri var. İstanbul muhteşem, tarihi bir mücevher ama biz özellikle Ege kıyılarını beğeniyoruz. Öte yandan, İngilizce ve Fransızca dillerinin yanı sıra Arapça’ya da hakim olduğumdan, Türkçe öğrenmede mütevazı ilerlemeler kaydediyorum ve Türkçe’yi öğrenirken çok keyif alıyorum.

Türkiye’deki görevinizin zorlukları nelerdir? Gelecekte daha fazla Türk öğrenciye Kanada’yı tanıtmak için üzerinde çalıştığınız projeleriniz var mı?

Kanada’nın İstanbul Konsolosluğu’nu 2010 yılında açtık ve konsolosluğun başkonsolosluğa yükselmesi 2013’ü buldu. Diğer ülkeler çok daha uzun süredir Türkiye’de olduklarından, ekonomik anlamda keşfedilmemiş alanları bulabilmek için daha yaratıcı olmamız gerekiyor.

Eğitim alanındaki asıl zorluk, Kanada’daki eğitimin eyaletlere ait bir sorumluluk olması. Bu da 10 farklı eyaletin hepsinin, yabancı öğrenci alımında farklı yaklaşımlarının bulunması anlamına geliyor. Her okul ve üniversite kendi tanıtımını yapıyor. Kanada’da eğitim ile ilgilenen yabancı öğrenciler açısından en büyük zorluk her eyalet ve her okul hakkında ayrı ayrı, bulunan fırsatlara dair doğru bilgiyi alabilmek. Türkiye’deki eğitim fuarlarına da katılmanın yanı sıra kendi fuarımızı da organize etmeyi hede emekteyiz. Bu yılki esas çabamız, sosyal medya kanallarımızla ve internet eğitim sayfamız www.kanadaokullar.com ile Türk halkına sağladığımız bilginin kalitesini iyileştirmek olacak.

ulric-shannon

Kanada dünya standartlarında bir eğitim sistemine sahip olmakla ünlüdür. Bu durum, bu sektörde çalışan öğretmenlerin kalitesinin bir yansımasıdır.

Bizlerle öğrenim geçmişinizi paylaşabilir misiniz? Konsolos olmak veya devlet hizmetlerinde bir görev almak isteyen okuyucularımıza neler tavsiye edebilirsiniz?

Montréal’de McGill Üniversitesi’nde lisans, ardından Toronto’daki York Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler üzerine yüksek lisans eğitimi gördüm. McGill’den önce, esasen Fransızca konuşulan bir eyalet olan Montréal, Quebéc’te büyüdüğüm için aldığım tüm eğitim Fransızcaydı.

Almış olduğum yüksek kaliteli eğitim programları beni diplomatik bir kariyere çok iyi bir şekilde hazırladı fakat asıl önemli farkı yaratan mastır eğitimimden sonra kazandığım iş deneyimimdi. York Üniversitesi mastır programından mezun olduktan sonra ilk iş tecrübemi 6 aylık bir stajla Kenya’nın Nairobi kentinde silahsızlanma için kurulmuş olan, kâr amacı gütmeyen Kanadalı bir organizasyon bünyesinde yaşadım. O güne kadar Kanada dışına çıkma fırsatım hiç olmamıştı ve bu olağanüstü bir deneyim oldu. Çünkü ben artık uluslararası bir kariyere sahip olmak istediğime karar verdim. Ardından, Kanada Dışişleri Bakanlığında göreve başladım ve bu seçimimden hiç pişmanlık duymadım.

Son yıllarda Kanada, yurtdışında okumak isteyen Türk öğrencilerin ilk seçimlerinden biri haline geldi. Sizce Kanada’yı mükemmel bir öğrenim yeri yapan şey nedir?

Bilindiği üzere, Kanada dünya standartlarında bir eğitim sistemine sahip olmakla ünlüdür. Bu durum, bu sektörde çalışan öğretmenlerin kalitesinin bir yansımasıdır. Öğretmenlik, Kanada’da oldukça saygın bir meslektir ve öğretmenlerin çalışmalarının araştırma ve geliştirme fonları ve profesyonel eğitim ile desteklendiğinden emin olmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde, uluslararası öğrenciler için, ister eğitim ücretleri, ister yaşam giderleri açısından, Amerika, İngiltere, Fransa veya Avustralya’ya kıyasla Kanada olduk- ça makul yatlara sahip bir ülke. Ayrıca, yaşanacak çok güvenli bir ortam sunuyoruz ve yabancı konukları oldukça sıcak karşılamaya meyilli bir halkız.

ulric-shannon2

Kanada Türklerin dillerini geliştirmek için tercih ettikleri ülkelerin başında geliyor. İngilizce ve Fransızca öğrenmek isteyen birine Kanada’da eğitim görmesini tavsiye eder misiniz?

Kanada elbette ki İngilizce ve Fransızca öğrenmek için ide- al bir yer. Bizler Kanada İngilizcesini “saf” İngilizce olarak görüyoruz, aksanımız oldukça düz ve bu nedenle Kanada İngilizcesi belki de evrensel olarak, İngiliz, Avustralya ve Amerikan İngilizcesinin bazı bölgesel diyalektlerinden çok daha iyi anlaşılmakta. Fransızcaya gelirsek, bu dilde de saf- lığı koruduğumuz için gururluyuz. Avrupa Fransızcası birçok yabancı ve başka dilden – özellikle de İngilizceden – aktarılmış sözcüğü kabul ettiği halde, Quebéc Fransızcası özel bir biçimde ilerlemiş. Profesyonel veya yüksek eğitim sevi- yesinde konuşulduğunda, Fransızca dünyada evrensel ola- rak anlaşılmaktadır. İngilizce veya Fransızca öğrenmek için çok daha yakında, Avrupa’da da fırsatlar olduğu göz önüne alınırsa, Kanada oldukça uzak bir seçenek gibi görünebilir. Ancak Avrupa şu sıralar kendi zor süreçlerini deneyimliyor. Türklerin daima Kanada’da iyi karşılanacaklarını büyük bir güvenle söyleyebilirim.

Yakın zamanda, Rio Olimpiyatları’nda Kanada 16’sı kadınlar tara ndan olmak üzere toplam 22 madalya kazandı. Kanadalılar için sporun hayatlarındaki yeri nedir?

Gerçekten de geçen yaz yapılan olimpiyatlarda çok başarılı olduk ve madalyalarımızın büyük kısmı da kadın sporcuları- mız tarafından kazanıldı. Kanadalılar açık havayı severler ve hem yaz hem de kış sporlarına bayılırlar. Çeşitlilik gösteren coğrafyamız, dağ etkinliklerinde, su sporlarında ve kara ak- tivitelerinde kendimizi en iyi seviyede geliştirme alanlarını sağlıyor. Örneğin; British Columbia eyaleti sabah kayak yapıp, aynı gün öğleden sonra okyanusta yüzebileceğiniz bir yer olarak bilinir (“Sea-to-Sky” karayolu Vancouver’ın kıyı şeridinden başlayıp, yakındaki Rocky Dağları’nda bulunan kayak merkezlerine kadar uzanır).

EduLife Canada ekibi olarak misyonumuz Kanada’yı, eğitim ve sosyo-kültürel fırsatlar alanlarında Türkiye’de tanıtmaktır. Kanada Konsolosluğu’nun, Büyükelçiliği’nin ve Kanadalı kurumların desteklerinden dolayı mutluyuz. Sizin düşüncelerinizi ve tavsiyelerinizi öğrenebilir miyiz?

Sadece Kanada içerikli olan bir yayın görmek gerçekten cesaret verici. Bu, Türk piyasasında eşsiz bir şey. Benim umudum, bu yayını gelecekte, Kanada’da pozitif bir eğitim deneyimi yaşamış ve Türkiye’ye dönüp profesyonel ve kişisel gelişimlerini sürdüren ve başarılı hayatlar kuran Türklere ulaşmak için kullanabilmek. On binlerce Türk’ün bu deneyimi yaşadığını biliyoruz, ancak bu insanları takip eden sadece birkaç tane mezunlar derneği veya mezun forumu bulunmakta. Kanada eğitiminin en güçlü tanıtım aracının, referans yani pozitif bir deneyim yaşayan Türklerin arkadaşlarına, tanıdıklarına ve akrabalarına bundan bahsetmeleri olduğunu biliyoruz. Bu kişilere kendilerini ifade etme imkânı tanımak ve daha geniş bir Türk dinleyicisine hikayelerini an- latmanın bir yolunu bulabilmenizi umuyorum.